Vatanım Sensin'i neden çok sevdik?


Herkese merhabalar. İlk yazıma, birbirini hiç tanımayan biz sekiz ekşi sözlük yazarını bir araya getiren ve bu blogu açmaya yönlendiren dizimiz Vatanım Sensin'i niçin çok sevdiğimizi açıklamaya çalışarak başlayacağım. Doğrusu ilk zamanlar böylesi bir vaziyeti hayal etmek benim için zordu. Evet, dizinin tanıtımları ilk düştüğü andan itibaren Halit Ergenç'in başrolünde olduğu milli mücadele konulu bir yapımı ağzımın suyu akarak, sabırsızlıkla ve heyecanla beklediğim doğru; ama bir diziye bu kadar bağlanabileceğimi hiç tahmin etmiyordum. Peki ben ve arkadaşlarım Vatanım Sensin'i neden bu kadar sevdik? İşte benim aklıma gelen sebepler:

Konu: Dizinin Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor olması ve milli mücadeleyi anlatıyor oluşu, elbette akla gelen ilk neden. Tarihimizdeki bu müthiş mücadele, ne yazık ki hak ettiği değeri görmemiş bir kahramanlık destanıdır. İngiliz'i, Fransız'ı, Yunan'ı, İtalyan'ı... dört bir yandan yedi düvel tarafından çepeçevre işgal edilmiş olan vatanımızı geri almak için milletçe verdiğimiz bu müthiş mücadele öyküsü eğer Amerika veya bir Avrupa ülkesinde gerçekleşmiş olsaydı, her sene hakkında on tane Hollywood filmi çekilirdi! Bizse ne yazık ki kendimiz çalıp kendimiz oynuyor, hatta onu bile hakkıyla yapamıyoruz. Geçmişe dair hatırladığım, birkaç TV dizisi (Kurtuluş, Kırık Kanatlar, Karayılan...) ve rahmetli Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler romanından ibaret... Şimdi nihayet bu kahramanlık destanını yüksek bütçeli bir prodüksiyon ve harika oyuncularla yalnız bize değil tüm dünyaya anlatmaya talip olan bir yapım çıkmışken heyecanlanmamak mümkün mü? Hele senaryonun coştuğu, tarihteki gerçek kişiliklerin (mesela Kara Fatma) diziye dahil olduğu bölümlerde bu yapımı izlemek ağzımızda öyle güzel bir tat bırakıyor ki, emeği geçen herkese helal olsun demekten başka bir şey yapamıyor insan... Biricik önderimiz Mustafa Kemal Paşa'nın adını duymak, Erzurum kongresi kararlarını bir Yunan balosunda gramofondan işitmek, Yunan bayrağının üzerine açılan kocaman bir Türk bayrağı görmek ekran başında her birimizin tüylerini diken diken etmeye yetiyor... Bu ülke kolay kazanılmadı. Kolay kazanılmadığı için hiçkimsenin onu kolayca gözden çıkarmaya, harcamaya hakkı yok! İşte Vatanım Sensin bir TV işi olsa bile bize bütün bunları yeniden hatırlattığı için bu kadar kıymetli...

Oyunculuklar: Dizinin başarısının en büyük nedenlerinden birisi de kadrodaki şahane oyuncular. Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Celile Toyon, Onur Saylak ve diğer deneyimli oyuncular zaten çoktan rüştünü ispat etmiş çok başarılı aktörler. (Bu noktada Onur Saylak'a ayrı bir parantez açıyorum: Kendisinin Miralay Tevfik yorumu, hayatımda izlediğim en şahane kötü karakter yorumlarından biridir heralde! Bu karakteri ondan başkası canlandırsa inanın dizide çok şey eksik kalırdı... Onun ani mimik değişimleri, yüzüne tükürülse yarabbi şükür diyecek kıvamdaki kösele suratlı halleri, keyifli olduğu anlardaki efsanevi replikleri (boyozla olan maceraları gibi :)) bize bu hain karakteri bile çok sevdirdi!)
Şerefsiz Tevfik kahve keyfi yaparkene...
Okan Yalabık, Senan Kara, Baki Davrak, hatta yeni katılan Demet Evgar, Hüseyin Avni Danyal gibi isimleri de düşünürseniz diğer diziler Çemişgezekspor'ken bu dizinin Real Madrid, Barcelona gibi bir şampiyonlar ligi takımına denk kadrosu olduğunu fark edebilirsiniz (Çemişgezeksporlular lütfen alınmasın, misalen şey'ettim :P) Sadece bu dev isimler değil, dizinin gençleri bile bir başka oynuyor. Her biri hem güzel hem yetenekli, pırıl pırıl gençler maşallah. Hepsinin yolları açık olsun.

Prodüksiyon kalitesi ve müzikler: Yapım şirketi O3 Medya paraya acımamış. kesenin ağzını açmış, Beykoz Kundura Fabrikası'nda en şahanesinden bir set kurdurmuş. Üstelik Yağmur-Durul Taylan, Burak Arlıel gibi çok iyi yönetmenlerle, Burak Kanbir gibi fotoğraf karelerini andıran mizansenler yakalayan bir görüntü yönetmeni ile çalışmayı ihmal etmemiş. Müzikler de yine dizinin kalitesine yakışan seviyede: İlk öpücük, Bakışlarında, Bir Hilal Uğruna benim kişisel favorilerim.

şiir gibiler...

Hileon efsanesi: Ve geldik her birimizi mağlup eden, diziyi olduğundan da yukarı noktalara taşıyan, yediden yetmişe tüm romantik izleyicilerin kalbinde taht kuran müthiş aşk hikayesine: Hilal ve Leon; düşman gençlerin imkansız ama bir o kadar muhteşem aşkı! Üstelik bu öykü, Boran Kuzum ve Miray Daner gibi hem yetenekli, hem güzeller güzeli, hem kimyaları ve enerjileri ekrandan taşan iki genç tarafından canlandırılınca tadı katlanarak artmaz olur mu? Bölüm başı 3-4 dakikayı geçmeyen sahneleri, bütün bir hafta sabırsızlıkla beklememize yetip de artıyor... Bu ikilinin zorlu aşkı mutlu bir sonla bitecek mi bilinmez ama onlar Alex ve Zarife, Mavi ve Çınar, Hanım ve Ali Haydar, Gülbeyaz ve Kadir gibi efsane TV dizisi çiftleri arasına çoktan isimlerini yazdırdılar bile.

Benim aklıma gelen sebepler işte böyle. Peki sizler ne düşünüyorsunuz? ;)

Yorumlar

Popüler Yayınlar